Masumiyetin Ayartıcılığı
Yazar adı: Pascal Bruckner
Çeviren: Hamdi Tuncer
Basımevi: Ayrıntı, 2006
Türü: Felsefe
ISBN: 975-539-486-9
Sıra No: FEL 114
Birkaç yüzyıllık bir zaman dilimi içinde, ekonomik, toplumsal,
siyasal, dinsel anlamlarda tüm cemaat bağlılıklarını yadsıyarak
yükselen, geçen yüzyıldan itibaren bireyi Tanrılaştıran, XX.
yüzyılın sonuyla da hem sosyal devletin hem de ideolojilerin ve
sosyal sınıf çatışkılarının, en azından görünürde gerilemesiyle
son bağlarından da kurtulan Batılı insan, şimdi kendine inşa
ettiği bu “özgürlük” tapınağında yalnız kalmanın acısını
dillendiriyor.
Masumiyetin Ayartıcılığftvte esas olarak Batı’ya, ama daha çok
da Avrupa’ya odaklanarak, modernite içinde bireyin geldiği son
noktayı irdeleyen Pascal Bruckner, ironik anlatımıyla Batılı erkek
ve kadını hedef tahtasına oturtuyor. Bireyciliğin içinde bulunduğu
aşamayı, başlıca semptomu edimlerin sonuçlarından kaçmak
olan bir hastalık olarak değerlendiren yazar, teşhisini de şöyle
dile getiriyor; “Özgürlüğün sıkıntılarına katlanmadan nimetlerinden
yararlanmaya kalkışmayı, masumiyet diye adlandırıyorum ben.
İki yönde gelişiyor bu masumiyet: çocuksulukve kurbanlaşma.”
Sorumluluk üstlenmenin giderek mutsuzluğun kaynağı olarak
algılandığı bir çağda, bu iki eğilimin de nasıl birer sorumsuzluk
stratejisi oluşturduğunu medyadan toplumsal yaşama, siyasal
olaylardan savaşlara, erkek-kadın ilişkilerine dek birçok sarsıcı,
hatta tedirgin edici örnekle gösteriyor Bruckner.
Yüz yıldır Batı’nın yeni putu, yeni küçük aile Tanrısı olarak
nitelediği “çocuk” etkenini, sürekli sürpriz ve sınırsız doyum
ilkesine dayalı tüketim toplumuyla ve eğlence sektörüyle
ilişkilendiren yazar, masumiyetin diğer ayağı olarak koyduğu
“kurbanlaşma” başlığı altında, bir “küresel köy” haline gelmiş
gezegende bireylerden halklara varıncaya kadar herkesin niçin
bir kurbanlaşma stratejisi izlediğini, medyanın ve özellikle
televizyonun haber üretme modelinin bu eğilimde oynadığı rolü
inceliyor,
Bruckner, şeytanın avukatlığına soyunduğu bu eserinde “müzmin”
sıradan insanla “müzmin” muhalife, üzerinde düşünüp kendilerini
gözden geçirmelerini sağlayacak bir yığın soru yöneltiyor.