HOMO FABER
Yazar adı: Max Frisch
Çeviren: Sezer Duru
Basımevi: Can, 1998
Türü: Roman
ISBN: 975-510-745-2
Sıra No: AVRU 022
Homo faber Max Frisch’in 1957 yılına ait en önemli eserlerinden bir tanesidir [1]. Roman zamanının keskin bir dille eleştirisidir. Kendi doğasına yabancılaşmış zamane teknoloji insanının ironik ve şaşırtıcı yaşamı hakkındadır.
Walter Faber adındaki ana kahraman 50 yaşında bir mühendistir. Kendisi duygularla ilgili olan herşeyi reddeden ve gözle görülebilen dışsal somut gerçekleri kısa ve birbirine benzeyen cümle yapılarıyla okuyucuya aktaran, kendisine teknik dünya görüsünü benimsemiş ve bu dünya görüşünün sembolik olarak karşılık bulduğu “Amerika yaşam tarzı” ya da “American way of life” ı örnek almış bir bireydir.
Kitapta temel olarak iki dünya görüşü iki ana karakterde temsil edilmiştir. Biri romanın anlatıcısı “mühendis” Walter Faber ya da Hanna’nın onu adlandırdığı haliyle ” Homo faber” ( türkçeye en basit haliyle “teknik insan” olarak çevrilebilir), bir diğeriyse “sanat tarihçi” Walter Faber’in eski sevgilisi Hanna Landsberg, ya da Walter’ın onu adlandırdığı gibi “Sanat perisi”.
Romanda zamane insanının durumu sorgulanmıştır. Teknik ilerlemeler bütün alışılageldik ve sevilen değerlerin yerini almaya başlamıştır. Sorgulama alanıysa zıt kavramlar üzerinde yoğunlaştırılmıştır: “Teknik-Doğa”, “Bilim-Sanat”, “Akıl-Duygu”, “Kader-Rastlantı”, “Dişi- Erkek”, “Amerika-Yunanistan”… Bununla birlikte kitabın yoğunlaştığı sorular arasında şunlar vardır: ” Hayattaki herşeyi konrol altına almak mümkün müdür, daha da ötesinde insan böyle bir şeyi ne kadar uygulamaya çalışmalıdır? Gelecekle ilgili endişeye kapılmadan bütün olacak olayları istatistik, teknik ve matematik yardımıyla hesaplayıp bu “olasılıklar bütünü” yanında kendimizi güvende hissedebilir miyiz? Ve sonra bütün bu hesaplamalarımız varken kader diye bir güç tarafından hayatımız beklemediğimiz bir hal alma riskinden kendini koruyabilir mi? Duyguları sürekli bastırmak ve yok saymak hatta alçaltarak kendi özüne yabancılaşmak ne kadar doğrudur?