ALBAYA KİMSEDEN MEKTUP YOK
Yazar adı: Gabriel Garcia Marquez
Çeviren: Beril Eyuboğlu
Basımevi: Cem, 1976
Türü: Roman
ISBN: –
Sıra No: LTN 018
1982 Nobel Ödülü’nün sahibi Kolombiyalı yazar Gabriel Garcia Marquez’in önemli hikayelerinden biri olan Albaya Kimseden Mektup Yok, karısı ve horozuyla yaşayan eski bir albayın fakirliğini ve yalnızlığını anlatan uzun bir hikaye. Albay bir türlü gelmeyen emekli maaşını bekliyor hikaye boyunca bir de horozunu dövüşe hazırlıyor.
Geçen hafta okulun kütüphanesinden edindiğim bu kitap 1982 yılında basılmış. O zamanlar Cem Yayınları basmış. Aynı basımdan 2 tane vardı rafta. İkisi de kütüphaneye hediye edilmiş. Birini Adalet Ağaoğlu, diğerini de Prof.Dr. Şevket Pamuk hediye etmiş. Ben Can Yayınlarının bastığı bir baskıyı ararken böyle bir sürprizle karşılaşınca eski demeyip hemen alıverdim. Ne yazık ki Adalet Ağaoğlu’nun hediye ettiği kitabı aldım sanırken diğerini almışım. Pekçok kişi için birşey farketmez belki ama ünlü bir yazarın okuduğu kitabı okumak heyecan verici. Üstelik en son sayfaya da bitirme tarihini not düşmüş.(..1993)
Kitap üç uzun hikaye ve üç kısa hikayeden oluşuyor. Hikayelerin hepsi Macondo kasabasında geçiyor. Aralarında bir bağlantı yok ama aynı kasabadan farklı insanların öykülerini anlatıyor. İnternette Marquez’in kitaplarını incelerken okuduğum kitabın aslında daha çok iki ayrı kitap halinde basıldığını farkettim. Albaya Kimseden Mektup yok ve Hanım Ana’nın Cenaze Töreni. Can yayınları arka kapağa tüm dillerde olduğu gibi bu uzun öyküyü tek bir kitap halinde basmayı uygun gördük diye not düşmüş. Üstelik farklı baskılarda da Albaya Mektup Yazan Kimse Yok ve Albaya Mektup Yok gibi iki farklı isimle basmış. Bana kalırsa Cem Yayınevi’nin koyduğu Albaya Kimseden Mektup Yok ismi daha güzel.
Hikayelerin hemen hepsinde ölüm ve yalnızlık imgeleri bir şekilde işlenmiş. Ama daha çok sevdiğim iki hikayesi Albaya Kimseden Mektup Yok ve Bu Şehirde Hırsızlık Yapan Olmaz’ın bitiş tarzları beni üzdü. Zira ikisinde de kahramanlar hikaye boyunca hüzün içinde zorluklarla pençeleşiyorlar ve tam herşey düzeldi derken hikayeler yine hüzünlü bitiveriyor.