TENEZZÜL
Şair Adı: Mustafa Akar
Türü: Şiir
Basımevi: Profil Yayıncılık, 2009
ISBN: 978-975-996-213-5
Sıra No: ŞİİR 089
Yedi yıl önce yayınlanan ilk kitabı Küçük Bir Gökada ile dikkatleri üzerine çeken Mustafa Akar, altı yıl sonra ikinci şiir kitabı Tenezzül’le okuyucu karşısına çıktı. (Profil Yayınları) Kitapta yer alan yirmi dokuz şiir, üç başlık altında sıralanmakta. Her biri, hem tema hem biçim itibariyle birbirinin devamı niteliğindedir.
Bir eserin ilk şiiri, onun giriş kapısı sayılır. Okuyucu, Tenezzül’e “Doğu Kapısından” girer. Eser, nasıl bir kapıdan girildiği hatırda tutularak okunduğunda, şiirlere daha kolay nüfuz edilmektedir.
Bir şaire yazdıklarını söyleten nedir? Bu sorunun cevabı hem kitap için bir tema, hem de okur ile şairi buluşturan bir merkez sâik, meydana getirir. Tenezzül’de yer alan şiirlerin kurucu unsuru, uygarlığın neden olduğu tahribattır: “Bütün bir yirminci asrın acısını / İçime düşüren şiir derdi”. Mustafa Akar söz konusu hasarı anne, baba ve babaanne sembolleri üzerinden dile getirir: “Bir modern yüzyıl olur / Babaanneler üşür.” Bir iddia sahibi İslamcıların ise bu değişime rıza gösterdiğini şu dizesi ile kayda geçirir: “Evlerine ve iş yerlerine kapanan İslamcı ağabeylerimiz…”
“Bana biraz garip geldi / Bu enfes yenilgiler çağında / Mustafa adında olmak” diyen şair isim ve devir arasındaki irtibata dikkat çeker. Akar, çağı ile uzlaşmaz tavrını, şu dizesinde iki sembol üzerinden ifade eder: “Yok, ben otobüslerle trenleri uzlaştırmaya gidemem.” Çağına meydan okuyan fikrini, harekete dönüştürür: “Köşe başlarını bize ayırın müze kıracağız.” Bu söylemde şairin kendi memleketinden izler bulmak da mümkündür: “Ya da evvelden hazırım bu Karadeniz tavrına / Bu esmelere gürlemelere bu yer yataklarına…”
Mustafa Akar, uygarlığın dayattığı ve yeni hayat tarzımızı meydana getiren unsurları zikreder: Gazete hışırtıları, banka, taksit, market, koltuk takımları, reklâmcılar, ev kiraları gibi… Bunlar bilhassa orta halli insanın hayatında çok şey ifade etmektedir. “Bendeki her şey benim yüzümdür” diyen şair bizde var olanı söyleyerek, bizim nasıl bir yüze sahip olduğumuzu göstermektedir.
Şairin değer verdiği şey, çağının aksine olarak, bir varlığın hayat sahibi olmasıdır. Bir varlığın zihayat olması ona karşı sorumluluğumuzu arttırır. Şair mesuliyet ve merhamet hisleriyle dünyaya eğilir: “Pembe kına çiçeğini ve ahlatı da al yanına.” Akar şiirine yön veren en mühim itici güçlerden biri, fanilik duygusudur: “Bir odadan diğer odaya geçiyor gibi yaşlanacağız çünkü”, “Biraz yürüsem pazartesiyi o da bitecek belki…” Şairin ağaçlar yerine, mevsimlik çiçek açan bitkilere yer vermesi estetik duygudan ziyade, fanilik hissinin etkisi iledir.
Mustafa Akar şiirini, lirik bir damar inşa eder: “Bu durmadan insan olma durumumuz gücüme gidiyor.” Kış ve kar kelimelerini pek çok kez zikreder. Kitapta geçen, kış ve onu hatırlatan kelimeler bazen somut ifadelerdir. Çoğunda ise bir metafordur. Şair, kış derken keder diyordur aslında. Kış mevsimini “Bir kar yağdım başka yağmam” diyecek kadar içselleştirmiştir. Bu dikkat çeken dize şairin söyleyiş gücünü gösterir. Eserin en güzel dizelerinden bir diğeri de yine kar üzerinedir: “Bakır bir tasa atılan kuru nohutlar gibi kar…” Bu mısradan âdeta dökülen nohutların sesi gelir.
Mustafa Akar, ikinci kitabı Tenezzül’de anlatımcı bir yapıyı tercih etmiştir. Mısra tesirini değil, şiirin bütünlüğünü öncelemiştir. Dolayısıyla dizenin elini kuvvetlendiren söz sanatları ve imgeyi kullanma kaygısı taşımaz.
Virgüle sıklıkla yer veren Akar, sözlerini noktalamamıştır. Anlam okurun takdirine bırakılmıştır: “Yalnız bir şey, kavrayamadığım ve denetleyemediğim / Ölüm, güvercinlerden niye bu kadar korkuyor sahip…” Bu örnekte ilk mısraın virgülden sonrasını, bir ara cümle ya da ‘ölüm’ kelimesinin sıfatı olarak okumak mümkündür. Şair kesik söyleyişlere yer verir ki, bu, şiire akıcılık kazandırır: “Boş bir pazaryeri. Öğle üzeri. İkindiye devrilen güneş…”
Mustafa Akar’ın çağına karşı sert bir tavır alırken, yeryüzüne karşı -kardeşiymiş gibi- mütevazı bir duruş sergilemesi dikkat çekicidir. Şairin söyledikleri, söyleyecekleri hakkında okuyucuda bir merak uyandırmaktadır.